29 Nisan 2009 Çarşamba

BİR MİM DAHA:))

Sevgili tatesal mimlemiş bu kez beni.Teşekkür ediyor ve hemen cevaplarıma geçiyorum.

1-Yıl sonunda zengin olmak koşuluyla bir yıl boyunca her gece kabus görmek istermiydiniz?
Kesinlikle istemezdim.Zaten 16 aydır doğru dürüst uyumuyorum benim sıpalardan.Yazık diil
mi bana???

2-Kör olmak ve sağır olmak arasında nasıl bir seçim yapardınız?
Sessizliği karanlığa tercih ederim.Ayıptır söylemesi ben karanlıktan çok korkarım da.

3-Öleceğiniz anı bilmek istermiydiniz?
Zaman zaman bilmek isterdim diye düşünüyorum.Yapmak isteyeceğim şeyler olabilir diye.
Ama bazen de bilmenin beni fazlasıyla üzeceğini ve canımı yakacağını düşünüyorum.Hatta
bazen işi öyle ileri götürüp, ölürsem kızlarım ne yapar acaba? ya kadar vardırıyorum.
Akabinde hüngür hüngür ağlayan bir tip.O ben oluyorum işte.

4-Bu gecenin son geceniz olduğunu öğrenseniz birine söyleyemediklerinizden dolayı üzülürmüydünüz?
Ben genelde her şeyi söylerim.Söylemediysem de mutlaka unuturum zaten.Yani keşke
söyleseydim ama neyi? konumuna düşerim kesin.Unutkanlığın bu kadarına da......

5-Eviniz yanıyor aileniz ve siz kurtuldunuz, son bir kez daha eve girme şansınız olsa neyi kurtarırdınız?
Bunu hep düşündüm ben.Demek ki tek düşünen ben değilmişim.Bu soruları kim hazırladıysa
eminim onunda kafasını kurcalayan bir mesele bu.İnsan o korkuyla neyini kurtarmayı
düşünebilir ki.Ben düşünürken çok gerçekçi düşünüyorum sanırım.Her şey gözlerimin önünde
ama ben maalesef hiç bir şeyimi kurtaramıyorum.Sonrasında da ahhhlar vahhhlar ve keşkeler
gel gör ki hiç bir işe yaramıyor.Amannnnn canımızı kurtardık ya.Bize bir şey olmasın.

Ben de sevgili arkadaşlarım

Zehra, Ayşeminannesi, babycakes, durunungüncesi, ve laleninbahçesi ni mimliyorum.

Hadi bayanlar kolay gelsin....

28 Nisan 2009 Salı

İLK AZIMIZ ÇIKTI

Günlerdir süren mücadelemiz nihayet sonuçlandı.Karya'mın üstten iki azısı patlamak üzereydi.Bunlardan üst sağdaki nihayet dün patladı.Minicik inci gibi bir parça görünüyor artık. Uykusuz gecelerimizin sorumlusu yakayı ele verdi. Yaklaşık on gün önce kabus gibi geçen uykusuz bir gecenin ardından dişlerini yokladım.Üstten iki tane azı kabarmıştı.Sabaha kadar uyumayan emziğini her ağzından düşürüşünde ağlayan kızımın tek sorumlusunun o iki azı olduğunu anladığımda akşamları yatarken ağrı kesici şurup vermeye ve yeniden calgel sürmeye karar verdim.Ondan sonra geceleri daha rahat uyumaya başladık.Ben her akşam dişlerimizi kontrol etmeye başladım.Bir gece DAmla'da da aynı sorunu yaşayınca onun da dişlerini kontrol etmek vazifem oldu.Baktım onda da bir azı kabarmış.Ona da aynı yöntem uygulandı.Ve şimdi geceleri daha rahat uyuyorlar.Tabi ki hala uyanıyorlar ama 15 dakikada bir değil.Şimdi Karya'nın ikinci azısının patlamasını bekliyorum.Ardından Damla'nın ilk azısının.Ve sonra henüz görünmeyen ikinci azısının.Ve sonra diğer çıkması malum dişlerinin.Allah kolaylık versin tüm kuzulara.Ne zor şey şu diş olayı.Yemek yememiz tam bir işkence.
Bir de Damla'mın kabızlık sorununu halldebilsek.Yavrum günlerdir keçi gibi kaka yapıyor.Tane tane.Kabız olduğu her zaman ise yemek yememeye başlıyor.Dr'umuz kabızlığın idrar yolu enfeksiyonuna da neden olabileceğini söylemişti.Ki Damla'nın idrar tahillerinde hep sorun çıkıyor.Mayıs'ta tekrar kültür yaptıracağız kontrol amaçlı.Henüz AB kullanmaya başlamadık.AB kullanacak kadar problem görmedi dr'umuz.Kabızlık için ilaç kullanmak istemiyorum.Doğal besinlerle halletmeye çalışıyoruz ama Damla kayısı yemiyor.Armut aldık onu da sevmedi.Kayısı suyu da içmiyor.ne yapıcaz bilmiyorum.Mümkün olduğunca çorba, sebze v.s.yedirmeye çalışıyoruz.Son zamanlarda acaip oldular.O kadar eğlenceliler ki.Maceralarımızı uygun bir zamanda anlatacağım.Şimdi işim var.Bendeniz kaçar.

27 Nisan 2009 Pazartesi

TEBRİKLER AYŞEM


Eşimin ablası Kıbrıs'ta yaşıyor.Bizde malum tatillerde görüşüyoruz.Ya sömestr yada yaz tatili.Çoğunlukla yazın ama.Neyse efendim işte ablamızın güzeller güzeli ve akıllı mı akıllı bir kızı var Ayşem adında.Ayşem 1998 doğumlu yani henüz 11 yaşında ama 12 olmuştur kesin.Ayşem Kıbrıs Türk Eğitim Vakfının düzenlediği kompozisyon yarışmasına katılmış.Ve dört bin öğrenci arasında 4.olarak mansiyon ödülü almış.Kendisi bizim de buralardan gurur duymamızı sağladı.Bu vesileyle hem kendisini kutluyor hem de başarılarının devamını diliyorum.
Ayrıca Ayşem'e teşekkür ediyorum ailemize bu güzel ve gurur verici olayı yaşattığı için.Detaylı resimler ve bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

YİNE FOTO

Gizem Hilal Ablamın kızı.Deniz'lide üniversitede okuyor.Tatillerde sık sık geliyor İzmir'e.
Her geldiğinde uğrar kızları görmeye.Kızlarda onu o kadar seviyorlar ki.Kimbilir evde nasıl kuduruyorlar.Sanırım Gizem küçücükken bizim evde Gizem, Sultan ve benim kudurduğumuz gibi.Ben o minik sıpalarla (minik dediklerim şu an 19 ve 20 yaşındalar sultan üniversiteyi bitirdi)
öyle güzel eğlenirdim ki.Anneleri bir yere gittiklerinde bana bırakırdı onları.Ben de açardım müziği akşama kadar tepinirdik evde.Neyse işte şimdi onlar benim kızlarımla aynışekilde ilgileniyor ve eğleniyorlar.



İşte Gizem ablamız.Bir ara Sultan'ın fotosunu da ekliyeyim.




23 Nisan 2009 Perşembe

BUGÜN 23 NİSAN

Sanki her tarafta var bir düğün.
Çünkü, en şerefli en mutlu gün.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

İşte, bugün bir meclis kuruldu,
Sonra hemen padişah kovuldu.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Bugün, Atatürk'ten bir armağan,
Yoksa, tutsak olurdun sen inan.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Çocukluğumda öğrendiğim bir şarkıydı bu.İlkokulda korodayken bu şarkıyı söylemiştik.Her yıl 23 Nisan'da mutlaka öğretmenimiz bize bir faaliyet yaptırırdı.Ya koroda şarkı söylerdik,ya folklor yapardık, ya da kelebek rontu yapardık.İnanamıyorum bu kadar çabuk büyüdüğüme. Halbu ki daha dün gibi.Yaşlanmışım demek.Büyüdüm de artık ben de anne oldum ve çocuklarımı 23 Nisan da göreceğim günleri sabırsızlıkla bekliyorum.
Sabah kızlar uyandıktan sonra kahvaltımızı ettik her beraber.Onlar döke saça yediler.Sonra hemen hazırlandık ve yakınımzda bulunan ilköğretim okuluna gittik.Gösterileri kızlarla birlikte izleyelim diye. Hava biraz serinceydi.Kızlar bayıldı ortama.her taraf rengarenk çocukla dolu.Muhteşem gösteriler yaptılar.Hele 2.sınıfların yaptığı kafkas olayına bittik biz eşimle.Erkek çocukların kafasındaki tüylü şapka biraz büyükçeydi sanırım çocuklar zıpladıkça şapkalar çenelerine kadar indi.HArika görüntülerdi.Kimi kız çocuklarıda biraz ince giyindikleri için tir tir titrediler.İçim parçalandı onları görünce ama bugün onların bayramı.Her şeye rağmen onlar çok mutluydu.Ve mutlu olmalılar.Onlar bizim geleceğimiz.Ulu önder ATATÜRK'e ne kadar minnettar olsak az diye düşünüyorum.
Rahat uyu ATAM çocuklarımız senin gösterdiğin yolda hiç durmadan ilerleyecekler.
Tüm çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum.

22 Nisan 2009 Çarşamba

KIZLARLA NE TÜR AKTİVİTELER YAPABİLİRİM?

Kızlarla neler yapabiliriz evde.Günlerdir bunu düşünüyorum.Biz çoğunlukla neşeli kulelerle oynuyoruz.Kovaları içiçe diziyoruz.Üst üste koyuyoruz.Sonra ahşap yap bozumuz var. Rakamlardan oluşan.Rakamları yerlerine yerleştirmeye çalışıyoruz.Geometrik şekillerden oluşan bir kutumuz var.Parçaları şekline göre içine atmaya çalşıyoruz.Küçük kartonlara netten bulup yapıştırdığım hayvan ve meyve şekilli parçalarımız var.Bakıp öğrenmeleri açısından yapmıştım.Bazen onlarla oynuyoruz.Bazen kitaplara bakıyoruz, hiç istemesemde onları yırtıyoruz.Kağıtlara bişeyler çiziktiriyoruz.Saklambaç oynuyoruz.Koridorda yakalamaca oynuyoruz.Onlar kaçıyor biz kovalıyoruz.Bir de bebeklerimiz var.Dün onlara iki tane minik bebek arabası aldım.Bebeklerimizi içine koyup gezdirsinler diye.Önce bebeklerimizi koydum gösterdim nasıl kullanmaları gerektiğini.Arkamı döndüm ve Damla ağlamaya başladı ne olduğunu anlamadım önce.Sonra sevgili eşim dedi ki arabaya binmek istiyor.Nasıl yani oldum.Benim sıpa kızım o minik bebek arabasına binmek istiyormuş.Ben içine bebeği koydukça o bebeği kaldırıp atıyor ve ağlamaya devam ediyor.Sonra bebek yerine Damla'yı oturttum arabaya.Ama araba plastik Damla'yı taşıması mümkün değil.Biraz hevesini alsın diye bekledim.O arada Karya'da aynı şekilde arabaya oturmak istedi.Onu da oturttum.Sonra anlattım bakın bu oyuncak bebekler için, siz oturamassınız kırılır, düşersiniz ve canınız yanar.İndirmemle feryat koptu tabii.Anlamaları mümkün değil.Bakın dedim ağlamaya devam edersiniz kaldırırım vermem size.Ağlamaları dinmeyince malum olduğu üzere arabalar kaldırıldı.Bilemiyorum artık ne zaman öğrenirler oynamayı.Birde her oyuncaktan iki tane almak istemiyorum.Hem kafaları karşıyor(şu kulelerden iki tane almıştım ama aynı büyüklükte parçalar denk gelince içiçe sokamıyorlar, bu yüzden birini kaldırdım) hem de paylaşmayı öğrenmeleri gerekiyor.Hayatları boyunca her şeyden iki tane sağlayamam ki onlara.Maddi anlamda değil manevi anlamda paylaşmayı öğrenmeleri benim için daha çok önemli.Kuzenim psikolog.Geçen haftasonu onunla telde konuştuk.Aynı şeyleri o da söyledi.Ve o yüzden bu konudaki tutumumu devam ettirmeye kararlıyım.Bakalım ne zaman kadar.
İnternette gezinirken http://www.bebekvar.net/ diye bir site buldum ve aşağıdaki bilgiler o siteden alıntı.Sizden ricam bunlardan başka aklınıza gelen ve uyguladığınız değişik aktiviteler var mı bize anlatacağınız.Zaten akşamları sınırlı vaktimiz var.Ve ben bu vakti dolu dolu geçirmek istiyorum.


16-22 Aylık Bebekle Oynayabileceğiniz Oyunlar, Evde Yapabilecekleriniz.
Aşağıdaki etkinlikleri deneyin ve çocuğunuzun hareketleri sırasında ritim ve denge becerilerini nasıl kullandığını izleyin:
Bir geçit töreni yapın! Bir marş müziği çalın ve çocuğunuzu omuzda taşıyarak evin içinde yürüyüş yapın. Daha sonra onu yere indirin ve yürüyüşün başını çekmesine fırsat verin.
Başka bir yetişkinle birlikte bir örtüyü ya da mini bir kaydırağı çocuğunuzun başının yukarısında tutun. Çocuğunuz ayakta dururken ya da otururken, bunu yumuşakça kaldırıp indirin. "Kutu Kutu Pense" ya da başka bir şarkı söylerken, örtüyü yukarıda tutarak bir halka çizecek şekilde yürüyün.
Çocuğunuzun sorun çözme ve "biniş ve iniş" kavramını irdeleme becerisini özendirmek için aşağıdaki etkinlikleri deneyin:"Biniş ve iniş" oyunu. Çocuğunuzun üstüne çıkıp inebileceği farklı boylarda tabureler, alçak bir katlanır merdiven, alçak bir masa, bir kanepe minderi gibi değişik şeyleri sırayla dizin. Dikkatli bir gözetim altında, çocuğunuzun bu parçaları tırmanarak aşmak için çalışmasını sağlayın. Bu uğraşı sırasında "bin" ve "in" yönlendirme sözlerini kullanın.
Bir define saklama. Çocuğunuzun oyun alanına özel bir nesneyi saklayın. Bakalım, bulabilecek mi? Önce, göz önünde olan bir yere saklayın. Çocuğunuzun sorun çözme becerileri daha gelişkin düzeye çıktıkça, define avının güçlüğünü yavaş yavaş artırın!
Aşağıdaki fikirleri çocuğunuzun problem çözme yeteneğini geliştirmek için deneyebilirsiniz:Büyük bir tabağın içini pirinç yada diğer bakliyatla doldurunuz. Çocuğunuz kaşık ve kaplar vererek bakliyatı bunun içine doldurmasını isteyin. Bu aktivite el ve göz koordinasyonu üzerine yapılacak çok güzel bir egzersizdir.
İçine sığabilecek misin? oyunu oynayın. Birkaç tane büyük karton kutu bulun. Bir kısmı çocuğunuzun sığamayacağı kadar küçük, birkaçı da sığacağı kadar büyük olsun. Çocuğunuz kutuya girerken "Bakalım sığacak mısın?" diyerek alan farkındalığı yeteneğinin gelişmesini sağlayabilirsiniz.
"Yukarı, aşağı" oynayın. Onun size yukarı zıpla, aşağı atla demesini sağlayın. Sonra siz ona söyleyin. Düz dur ya da diz çök, yavaş yürü, hızlı koş gibi... Bu aktiviteler çocuğunuzun gelişen dil becerisine yardımcı olur.
Yazının Kaynağı: Hamilelik, Doğum ve Bebek Bakımı El Kitabı

İKİ KİTAP



Son zamanlarda okuduğum kitaplardan iki tanesi.
İlk önce Kimya Hatunu okumuştum.İyi ki de önce onu okumuşum.Eğer Sufilikle ilgili bilgileriniz azsa insanı kötü etkiliyor.İyi ki bu konuda bir şeyler biliyormuşum.Roman tamamen kurguya dayanıyor.Bizim bildiklerimizle uzaktan yakından alakası yok.Önyargılara çok açık.Okursanız sizde anlıyacaksınız ne demek istediğimi.











Kimya Hatunu okuduktan sonra mutlaka ama mutlaka AŞK'ı okumalısınız.Ki tam manasıyla kıyaslama yapabilin.O kadar zıt anlatılmış ki karakterler.Ben Mevlana ve Şems arasındaki bağı bu romanın daha iyi anlattığını düşünüyorum.Ve bu güne kadar sadece bir kitabı ikinci kez okunası bulmuştum.Bu bende ikinci tekrar okuma isteği doğuran ikinci kitap oldu.Öyle güzel ifadeler varki.Hayatımıza yerleştirmemiz gereken öyle davranışlar var ki.İşte bu kitapta bunları buluyor insan.
Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Ha birde Bab-ı Esrar var.Ahmet Ümit'in.Onu da okuyun derim.
Polisiye seviyorsanız eğer bu kitabı da seveceksiniz eminim.






21 Nisan 2009 Salı

16 Nisan 2009 Perşembe

TAZE FOTOLAR

Geçen hafta bir gün kızları da alıp Konak Meydanına indik.
Bu meydanda kuşlar pek bi çoktur.
Aileler mutlaka çocuklarına burada kuşlara yem attırmıştır.
Etrafta yem satan amcalar ve teyzeler.Olmazsa olmazlardan hani.
Bizde de o gün kuşlara yem atma işi kızlarda değilde annemdeydi.
Annem bayılır kuşlara yem atmaya.O gün kızlar deli gibi kuş peşinde koştu.
Çok mutlulardı çokkkkk...
Alttaki foto.. babalarıyla birlikte kızlar meşhur saat kulemizin önündeler.
ve gevrek yiyorlar.
burada anane ve babane ile birlikte hükümet konağı önündeler.
Anane ile..
Babane ile...
Büyükşehir belediyesi önünde Karya.İlerideki ağaçların az ilerisi de bizim çalıştığımız yer.






14 Nisan 2009 Salı

FOTOLARDAN SEÇMELER

İki kardeşin keyifli dakikaları.Bunlar eski fotolarımız.
Yeni fotolarımız makinemizde.çeyizimize saklıyoruz.
Bir türlü fırsat bulup aktaramadık.İnşallah en yakın zamanda..

Şu an ikisinin de ilgi duydukları oyuncaklar farklı.
Karya kule yapacağı kovalarla oynuyor.
Damla ise ahşap rakam yapbozlarla.

Babaannesinin krem kapağıyla oynamayı tercih etmiş Damla.
Karya ise boş kolonya şişesiyle.

Damla her fotoda sepette.Sepet onun için vazgeçilmez.
Hala sepeti ortalıkta görünce dayanamaz atlayıverir içine.
Karya'da bazen hevesleniyor.Onun için iki sepet var bizde.

Sepete giriş anı.
Karya yine bana cevap verirken.
kardeşine yada kendisine kızdığımda bu ifadeyle cevap veriyor bana.

Damlam keçi kızım benim.
Bu aralar tırmanmadığı yer yok.
Artık onu pek yerde göremiyoruz.
Karya'nın elindeki evliliğimizin ilk yılındaki kurban bayramındaki koyunumuza ait.
Uğur getirsin diye sakladık.

Ayrı telden çalmaya başlamışlar.
Karyanın elindeki bir zamanlar çalışan ve miyavlayan bir kediydi.
Ama kızlar sağolsunlar parçalayınca içini boşaltıp elyafla doldurduk.
Ve peluş bir oyuncakları oldu şimdi.Ama nerelerde kimbilir.
Oyuncaklar ara ara kaldırılıpözlesinler diye sonradan verildiği için bizde.
İki kardeşin dumur olduğu an.Ne oldu kimbilir.

13 Nisan 2009 Pazartesi

ANNELER ÖDÜLÜMÜZ VAR!

Sevgili Tatesal Dünyanın En İyi Annesi Ödülüne bir ikiz annesi olarak beni de layık gördüğünü söylediğinde çok sevindim.Kendisine çok teşekkür ediyor ve ben de tüm anneleri anne oldukları için ödüle layık gördüğümden bu ödülü tüm blog dostlarıma armağan ediyorum.

HAFTASONUMUZ FOTOSUZ

Bu aralar blogumu bayağı bir boşladım farkındayım ama çok yoğunum.Geçen hafta bir kaç gün izinliydim.Ondan önceki hafta raporluydum.Küçük bir rahatsızlık yaşadım neyseki şimdi iyiyim çok şükür.İzinli olmamın nedeni ise oturduğumuz evi satıp yeni ev arayışına girmemiz.Koskoca İzmir de içimize sinen bir ev bulamadık desem yeridir.Ne kadar zormuş ev aramak ve beğenmek.Çok şükür hem paramıza uyan, hem de aradığımız kriterlere kısmen uyan bir ev bulduk ve aldık.Şu an oturduğumuz ev çok merkezi bir yerdeydi.İş yerine neredeyse otobüsle 10 dakikada geliyorduk.Ama çok merkezi olmasının dezavantajları var işte.Bir kere egsoz dumanı çünki cadde üstünde oturuyoruz.Park-bahçe yok yakınımzda biraz mesafeliyiz v.s.Çocuklarda olunca bu işe bir çözüm bulalım dedik.Gittik şehir dışına yakın bir yerden aldık evimizi.İzmiri bilenler bilir Buca Koop diye bir yer var uzak ama güzel bir yer.Her yer site ve park.Yeşil alabildiğine her yer.İşte bizde çocuklarımızın güvenliğini ve özgürlüğünü düşünerek site içinde, önü parka bakan küçük ama şirin ber ev aldık.Arabamız yoktu şimdi onu da alıcaz.Yani bizda artık zengin olucaz.Hem evimiz hem arabamız olucak.Evin işleri var badana boya, küçük eklemeler.Çünki mutfağımız küçük biraz.Dolap takviyesi yapmamız gerekiyor.Ankastre fırınıma yer yok düşünün artık.Sadece düz bir bango.Bir yanında buzdolabı yeri diğer yanında bulaşık makinesi yeri.ankastre ocağım için bangonun bir bölümünü de kestiricem ve bana neredeyse kullanabileceğim alan kalmıyacak.Amannn canım herkes nasıl sığmış oturuyorsa bende öyle sığıp oturucam işte.Yeter ki kuzular mutlu olsun.Dün dışarıdaydık İnciraltına gittik arkadaşlarla kahvaltı etmeye.Kuzular o kadar mutlu oldular ki.Koştular, yürüdüler, düştüler, balık ekmek yediler.Hatta soğana bayıldılar.Bu arada kedileri de çok sevdiler.Ama yorgunluktan bitap düştüler.Çünki uyku saatleri karıştı.Uyuyamadılar.Uyudular ama 10 dakika sonra uyandılar falan.Güzel bir gündü.onlarda bizde yorgun ama mutlu döndük evimize.

10 Nisan 2009 Cuma

ÖDÜLLENDİRİLDİM

Sevgili arkadaşım www.erenyesildag.blogspot.com 'un annesi Cavidan'cım beni ödüle layık görmüş.Kurallar şöyle:
-ödülü veren kişinin linkini yayınlamak
-ödülü verdiğin kişilere haber vermek
-ödüle layık gördüğün kişilerin linkini vermek.

Bendeeeeeeeeeeeeeeee
www.zuzularannesi.blogspot.com - Banucumu
www.ecegokcayir.blogspot.com - Belkıscımı
www.gulhanca.com - Gülhancımı
www.reyhannaz.blogspot.com - Sibelcimi
www.dogakarya.blogspot.com - Yasemincimi

ödüle layık görüyorum.

15.AYDA NELER YAPABİLİR..

Kızlarımın yaptıklarını görünce bir araştırma yapmak istedim.Bu ayda neler yapabilirlermiş teyit etmek amaçlı.Okurken çok etkilenmiyor insan ama yaptıklarını görünce hayretler içinde kalıyor.
En kısa zamanda yazacağım yaptıklarını.
15 Ay:

Beslenme:
Artık bebeğiniz biberonu bırakmış, fincan veya bardaktan içebiliyor olmalıdır.
15 aylık bebek, kendini beslemeye çalışır, yiyecekleri parmaklarıyla ağzına götürebilir, kaşık kullanabilir. Elbette bu; etrafın, üstünün başının kirlenmesi anlamına gelecektir, fakat aşırı titizlik gösterip bebeği bundan uzak tutmayın.
Besin maddelerinin bebeğin boğulmasına yol açmayacak şekilde uygun büyüklükte parçalanmış olması gerekir.
İlk yıldaki kadar hızlı büyümediği için bebeğin iştahı azalmış olacaktır.
Bebek, artık aile sofrasındaki yemeklerle beslenmeli, 4 temel grup besini alması sağlanmalıdır ( Tahıl, Sebze- meyve, Süt ve süt ürünleri, Et, tavuk, balık ve yumurta ).

Gelişim:
Bu yaşta bebekler çok meraklıdırlar ve daima istediklerini yaptırmak isterler. Güvenliğini sağladıktan sonra, araştırıp keşfetmesine, merakını gidermesine izin verin.
Bu yaş çocuğu sizi taklit etmeyi sever. Örneğin, anne ev işlerini yaparken o da oyuncaklarıyla benzer şeyler yapabilir. Bu taklit hevesinden yararlanıp diş fırçalama gibi iyi alışkanlıklar kazanmasını da sağlayabilirsiniz.
Bu yaşta, öfke nöbetleri de görülür. Nöbet sırasında yapılacak en doğru şey, bebeğin güvenliğini sağladıktan sonra nöbeti görmezden gelmektir. Ona bakmayın, onunla konuşmayın ve sakinleşmesini bekleyin. Eğer, sergilediği şovun izleyicisi olmazsa devam etmesinin anlamı olmayacaktır.
Bu yaşta, sizden ayrılmada yoğun bir endişe yaşayabilir. Ona kısa süre için ayrıldığınızı, döneyeceğinizi söyleyin, ona görünmeden kaçmaya çalışmayın. Mümkün olduğunca, uzun süreli ayrılıklardan kaçının.
Bebek neler yapabilir?
Büyük bir merakla herşeyi inceler.
Kendini beslemeyi sever.
Eşyaları amacına uygun kullanmaya başlar, örneğin tarakla saçını taramaya çalışır.
Oyuncakları atmayı, yuvarlamayı,itmeyi, çekmeyi sever.
Desteksiz ayakta durur, yürüyebilir.
Yardımla basamakları tırmanabilir.
Ayaktayken eğilip yerden bir cismi alabilir.
3-6 kelimelik bir dağarcığı vardır.
Sesiyle dikkat çekmeye çalışır.
Etrafındaki cisimleri, kendince adlandırır.
Neden- sonuç ilişkisini anlamaya başlar.
Deneme- yanılma yoluyla kendince tecrübeler kazanır.
Gelişimi nasıl destekleyebilirsiniz?
Ona vereceğiniz peluş hayvanlar, bebekler, kitaplar, oyuncak arabalar bu yaşta her iki cinsiyet için de uygundur.
Müzik kutusu gibi müzikli oyuncaklar, vurup ses çıkaracağı oyuncaklar , yumuşak toplar, itip çekebileceği oyuncalar bu yaş çocuğu için gelişimini destekleyecek araçlardır.
Onun boyama ve çizmesine izin verin.
Ona kitap okuyun, şarkı söyleyin.
Neler yaptığınızı, etraftaki eşyanın adlarını söyleyin .
Yeni bir kelime öğretirken sık sık tekrarlayın, resmini veya kendisini gösterin.

Uyku:
Halen, gün içinde 1-2 şekerlemeye gerek duyar. Gece uykusu öncesi rutin programınıza devam edin. Uyku öncesi banyo ve bir masal okumanız onu uykuya hazırlayacaktır.

Güvenlik:
Plastik poşet, balon ve küçük sert cisimleri bebekten uzak tutun.
Kırılacak, kopacak parçaları olan, keskin kenar ve köşeleri olan oyuncaklardan kaçının.
Solunum yollarına kaçabilecek sakız, patlamış mısır, sosis, kuruyemiş gibi yiyecekler vermeyin.
Kibrit ve çakmakları ulaşamayacağı yerde saklayın.
Soba, fırın, ocak gibi ısı yayan cihazların yanında oynamasına izin vermeyin.
Ocakta arka bölmeleri kullanın, tencere,tava saplarını içeri çevirin.
Çocuğu arabada asla yalnız bırakmayın, yaşına uygun güvenlik koltuğu kullanın.
Taşıt trafiği olan yerlerde gözünüzü ondan ayırmayın.
Su dolu herhangi bir kabı hemen boşaltın.
Tüm ilaç, temizlik maddesi, kozmetik malzemeleri kilit altında bulundurun.
Bardak, şişe gibi şeylerde temizlik malzemesi saklamayın.

http://www.sagliklicocuk.com/sc01/crklr/file/bvg/15ay.asp sitesinden alınmıştır.