24 Şubat 2009 Salı

SOBE.....30'LU YAŞLAR ve DOSTLUKLAR....

Sevgili Ayten sobelemiş beni.
30 lu yaşlardayım hatta kırkıma birkaç yıl kaldı.Ama ben kendimi hiççç yaşlı hissetmiyorum.
Hala fırlamalık yapabilme kapasitesine sahibim.Evin en küçük çocuğu olmamla alakalı bir şey olabilir bu.Ama insan hissettiği yaştadır derler ya çok doğru bence de.Yolun yarısında değilim yani..
Dostluklara gelince..Çocukken edindiğim iki arkadaşım var.Ve onlar benim gerçek -gerçekten ama tam tabiriyle-dostlarım.Birlikte büyüdük.Birlikte güldük ve ağladık.Hala birimizin canı yansa aynı acıyı hissederiz.Ama günümüzde böyle dostlukların olduğuna inanamıyorum.Çünki herşey çıkar ilişkisi haline gelmiş durumda.Tabiki istisnalar var asla genelleme yapamam ama artık bu duruma çok daha yakın ilişkiler.Arkadaşlıkla dostluğu aynı denklem içinde düşünemiyorum çünki bana göre ikisi çok farklı.Herkesle arkadaşlık yapabilirsiniz ama asla dostluk kuramassınız.

UYUYAN GÜZELLER

Temmuz ayında çekilmiş iki foto.Masumiyetin böylesi dedirtiyor insana.Uyurken ne kadar güzel ve masumlar değil mi?
Uyuduklarında onları izliyorum ve her anım için Allah'a şükrediyorum.Çünki uyuduklarında çok farklı düşüncelere dalabiliyorum.Onlara bakarken içimde fırtınalar kopuyor.Sarılıp öpmemek, mıncıklamamak için zor tutuyorum kendimi.Sonra birden hüzün sarıyor içimi.Sonra hemen ardından korku, endişe vb.Neden bilmiyorum.Onlar uyurken bana her duyguyu yaşatabiliyorlar işte. Onlara bir şey olsa (Allah korusun) nasıl koruyacağım mesela.Sürekli aklımda böyle garip düşünceler.Çok veseveseli oldum sanırım.
Bu arada biz hala kültür çalışmaları yapıyoruz.Dün itibariyle yeni idrar poşetleri almak zorunda kaldım.Haftasonu yani cumartesi Karya'dan full yakaladım ama Damla'nın çişini kaçırmışız. çoğu bezine kaçmış bi lokmacık da poşete kalmış.Laboratuardaki kız telefonda yetersiz olacağını söyleyince ve erken kapatacaklarını da bi daa uğraşmadım zaten.Bu hafta içinde bir gün işten izin alıp laboratuara gideceğiz hep birlikte.Orada bekleyeceğiz.İnşallah muvaffak oluruz.

18 Şubat 2009 Çarşamba

BİZDEN KISACIK

Biliyorsunuz sevgili dostlar.Kızlarda idrarla ilgili sorunlarımız vardı.Tahlilde enfeksiyon şüphesi çıktığı için kültür yapılması gerekti.Kültür sonucunu geçtiğimiz pazartesi alacaktık.Doktorumuzu ptesi aradığımda o gün çıkmadığını salı günü alacağını söyledi. Neyse salı günü tekrar aradım ve konuştuk.
Ben-Aloo Hasan Bey merhaba ben ikizlerin annesi Dilek nasılsınız?
Dr-İyiyim Dilek Hanım siz nasılsınız?
Ben-Teşekkür ederim.Kızların kültür sonucunu alacaktınız bugün? Sonuç belli oldu mu?
Dr-Evet sonuç çıktı ama sanırım hata olmuş.Mikrop bulaşmış numuneye.
Ben-Nasıl yani anlamadım Doktor bey.Nasıl mikrop bulaşmış?
Dr-O bölgeden de kaynaklanabilir, enjektörle çekilirkende kaynaklanabilir.
Ben-İkisinde de mi var? Ne yapıcaz peki?
Dr-tekrarlanması gerekiyor.Bunun için de iki yol var.Birincisi ya sonda takıp alıcaz.
Ben-Peki sonda zor olmıyacak mı? Bildiğim kadarıyla ağrılı bir işlem.
Dr-Evet tabi ki bebekler için ağrı mutlaka olucak.
Ben-O halde başka bir alternatif lütfen?
Dr-Ya da özel bir laboratuarda tekrarlıyacağız.
Ben-O halde özelde yaptıralım.
Dr-Benim için idrar yolu enfeksiyonu ciddi bir problem.Eğer varsa bana göre mutlaka nedeninin araştırılması gerekir.Böbreklere kaçak var mı, yok mu? Bunun için de önce ultrason ve sonrasında sondayla renkli film.Ama mutlaka tedavi edilmeli.
-Tamam dr bey teşekkür ederim.ben eşimle de bir görüşeyim, sizi ararım.
Ve telefonlar kapanır.
İşte böyle biraz önce laboratuarı aradım.Ne yapmam gerektiğini sordum.Bir ara yine poşet maceramız başlıyacak anladığınız gibi.
İnşallah kötü bir şey çıkmaz.Aslına bakarsınız içim içimi yiyor.Çok korkuyorum.En çok korktuğum şeylerden bir tanesi idrar yolu enfeksiyonu.Hele kronikleşirse diye ödüm kopuyor.Kız çocuklarının en büyük kabusu.Allah'ım sen koru ne olur.Sen kötü bir şey çıkmasına izin verme.
Dualarınızı eksik etmeyin ne olur.

16 Şubat 2009 Pazartesi

TEŞEKKÜRLER VE BİZDEN HABERLER.

siz sevgili dostlarım beni en zor anımda yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.
İyi ki varsınız.
Hayat her şeye rağmen devam ediyor ve etmek zorunda.İlk günün şoku ve acısı şimdi daha bir katlanılır.Zaten kızlar evde acı ve üzüntüye yer bırakmıyor.Onların varlığı o kadar muhteşem ki.İnsanın aklının başka yerde olması mümkün değil.Zaten Karya 09 Şubat itibariyle yürümeye başladı.Ve yürümek onun için o kadar mutluluk verici bir olay ki.Yürürken mest oluyor resmen.Kahkahaları evin içinde çınlıyor.O da kardeşi gibi yürümenin gururunu yaşıyor.
Büyüyorlar artık.Ve kendi ayakları üzerinde durmanın haklı gururuyla birlikte.

BİZİ DE ÖDÜLLENDİRDİNİZ TEŞEKKÜRLER:))


Sevgili dostlarım Piti Piti, Abisinin Kuzusu, Minik Mucize İnci ve Cavidan bizi ödüllendirmiş.Bu güzel ödül için teşekkür ediyoruz kendilerine.
Biz de ayrım yapamıyor ve tüm blog dostlarımızı bu ödüle layık gördüğümüz için herkesi ödüllendirmek istiyoruz.

14 Şubat 2009 Cumartesi

ÜZGÜNÜM

Üzgünüm çünki çok sevdiğim babamın yadigarı halamı 12 Şubat'ta kaybettim.
Hiç ummadığım bir zamanda aldım haberi.Hiç beklemiyordum.
Ama hayat öyle acımasız ki.Hastaydı halam.Çağımızın meşhur hastalığına yenik düştü.
Ama ne kadar hasta olursa olsun insan ölümü yakıştıramıyor kendi ailesine.Halbu ki eninde sonunda hepimizin başına gelecek şey bu.Ama yok ölüm sanki bize hiç uğramıyacak gibi.Babamı ve amcamı da kaybettim ben.Baba tarafından en sevdiğim üç kişi bunlar.Önce babam, sonra amcam ve şimdide halam.Neyse....
Allah herkese gecinden versin diyelim.Sevdiklerimizi korusun ve uzun ve sağlıklı ömürler versin.
Şimdilik bu kadar.Yazacak çok şeyim var ama çok karamsarım ve bu kadar kötü şeyler yazmak istemiyorum bloguma.

11 Şubat 2009 Çarşamba

AH ŞU HASTALIKLAR....

Uzun zamandır yapmak isteyipte yapamadığım şeyi nihayet yapabildim.Kızlardan zorla da olsa idrar tahillerini aldım ve hemen yakınımızdaki tıp merkezine tahlile gönderdim.Sonuç:
Karya:6-8 lökosit, 1-2 epitel ve eritrosit.Yeterli gelmedi teyit olsun diye bir daha alalım dedik.
Ve pazar günü tekrar çalışmaya başladık.Her ikisine de taktık yine poşetleri.Başladık beklemeye.
Aman Allahım ne zor bir iş bu.kız çocuklarından idrar almak kadar zor bir şey yok herhalde.
neyse önce Damla'da yakaladık.Hemen babası götürdü merkeze.Daha onlar gelmeden bu kez Karya'da yakaladım.ve onu da hemen gönderdim.Sonuçlar geldi.
Karya:2.sonuç:4-6 lökosit,1-2 epitel
Damla: Bol lökosit, az bakteri.
Sonuçları görünce hemen doktorumuzu aradım.Hani uzun zamandır gitmeyi planladığım ama bir türlü gidemediğimiz yeni doktorumuzu.Randevumuzu aldım.Salı günü yani dün doktorumuzdaydık.Çok detaylı bir giriş yaptık.Doğduğumuzdan itibaren gelişimimizi ben kaydediyorum zaten evde küçük bir defterciğe.Onu da yanıma almıştım iyi kide almışım.Doktorumuz sordu çünki gelişimlerini.Gösterdim.Baktı kendide kaydetti.gelişimimizi gayet iyi buldu.Akranlarından bir ay önce ve eksik kilolu doğmalarına rağmen gelişimleri gayet iyi dedi.her şey iyi güzel de şu idrarlarına o da takıldı.Yaptırdığınız merkezi tanımıyorum bu yüzden de tekrarlanmasını isteyeceğim, hatta birde mutlaka kültür yaptıracağız dedi.Çocuk hastanesinde yaptıralım daha iyi olur dedi.Ve biz bu sabah kızları da kaptığımız gibi doğruca hastaneye gittik.Taktık poşetleri beklemeye başladık.Saatlerce bekledik.Onlar sıkıldı, biz sıkıldık.Amaaaaaaa nihayetinde yakaladık.ve idrar sonuçlarını aldık.Ama kültür sonuçları pazartesiye çıkıcak.İdrar da evet problem var.Görünürde idrar yolu enfeksiyonu ama doktorumuz kültür sonuçları çıkmadan kesin teşhis koymayalım dediği için bekliyoruz.Kültür sonucuna göre tedaviye başlıycaz.Neticede doktorumuzu sevdik.BAkalım her şey pazartesi belli olucak.İnşallah kötü bir şey çıkmaz.Bu bekleme süreci çok kötü olucak benim için.İnsanın muallakta kalması çok zor.Acabalarla geçicek bir 5 gün.
Kuzular hasta olmadan büyüseler olmaz mı ki??

9 Şubat 2009 Pazartesi

HAFTASONUNDAN BİR KAÇ FOTO

Yemekteyiz bizzz...

Maliyeci annenin maliyeci çocukları işte böyle olur.
vergileriniz geleciğimdir.

damlacım güzel kızım nereye bakıyorsun öyle..

Karyam meraklı tazem benim.



Eniştesi Ertuğrıul ve Karya.Halasının İstanbuldan aldığı pançoyla.

Halası, Ayşem ablası ve Damla.O pançolar üstlerinden bir türlü çıkmadı.Çünki bayıldılar.
Gördükleri an giymek için delirdiler.
Çok yakışmış ama dimi:))

GELECEK TE BİR GÜN GELECEK!!!!!!

Hiç düşündünüz mü? Çocuklarımız olmadan önce ne yapıyorduk. Hayatımız nasıldı?
Bazen düşünüyorum. Bunca yıl nasıl geçmiş. Koca evde baş başa iki kişi nasıl vakit geçirmişiz.
Biz eşimle bazen kitap okur, çoğunlukla TV seyrederdik. Bazen de-ki bu çok sık olurdu- evde durmaz gezerdik. Onun annesi, benim annem. Ama yine de zaman o kadar ağır ilerliyor gibi gelirdi ki bana.Günler neredeyse geçmezdi.
Oysa şimdi. Öyle mi ya. Zamanı durduramıyorum sanki.Hiç bir şeye yetişemiyorum.
Dakikalar, saatler hatta günler o kadar hızla ilerliyor ki. Biraz olsun yavaşlamaz mı bu zaman. Hep bu denli hızlı mı geçecek. Zaman kalıcı izler bırakarak ilerliyor hayatımızda.
Geçenlerde yeğenim Berkcan’la konuşurken halacım 1990’lı yıllarda popüler müzik yapan şarkıcıların adını sayarmısın dedi. Berkcan 1992 doğumlu ve müzikle iç içe yaşayan bir genç. Müzik sevgisinin de tamamen benden kaynaklandığını söyler her fırsatta.Çünki Berkcan küçücük bir çocukken ve Kral TV yeni yeni yayınına başlamışken ben bir müzik tutkunu olarak sabahtan akşama kadar kral tv seyrederdim.Ya da çıkan her kaseti mutlaka almaya çalışır ve sürekli aynı şarkıları dinleyerek dans ederdim evin içinde.Berkcan’da evin içinde minicik bir çocuk beni izlerdi.Ve o da aynı tutkuya esir düştü. Şimdi o da bir müzik delisi Ve bana dedi ki “halacım sana bazen kızıyorum. Beni müzik tutkunu yaptın.Ama bazende senin resmini çerçeveletip duvara asmak istiyorum.Çünki bana bir gelecek hazırladın.Hayatımı müzikle kazanmak istiyorum”.Böyle bir sözle karşılacağımı hiç ama hiç tahmin etmezdim.Kendimle gurur mu duymalıyım.Yoksa o -benim için küçük ama artık koca bir delikanlı olan -yeğenimin adam gibi bir meslek sahibi olmak istememesine mi hayıflanayım. Bilemiyorum. Ama gururum okşanmadı desem yalan söylemiş olurum.Bu konuşmadan sonra Berkcan’la birlikte o yıllara ait şarkıcıların popüler şarkıları ile birlikte bir liste yaptık.Kimler yok ki içinde.Şu an hala var olan bir sürü ses.Ve var olmayan yok olup gitmiş nice insan.Ne umutlarla başlamışlardı kim bilir müzik dünyasına.Ama işte zaman denilen kavram kimisini unutturmuş, kimisini ise müzik dünyasında bir yerlere getirmiş.Ve bu süre içerisinde herkesten bir şeyler alıp götürmüş.
Neyse demem o ki ben de eskiden bir müzik delisiydim. Çıkan her şarkıyı ezbere bilirdim. Ama şimdi hiçbir şeye vakit bulamıyorum. O kadar hızlı geçiyor ki şu zaman denilen mefhum. Tek istediğim kızlarımla daha çok vakit geçirebilmek. İşte bu yüzden zamanı durdurmak istiyorum. İş hayatına atılmadan önce Berkcan’la vakit geçirdiğim gibi onlarla da vakit geçirmek istiyorum. Ve istiyorum ki ileride bir gün tıpkı Berkcan gibi “bu işteki bu sevgimizin tek sorumlusu annemiz o olmasaydı biz bu işi yapmazdık” diyerek kendimi önemli hissettirmeleri. Çok mu megolaman oldum acaba. Ama her anne çocuğunda kalıcı izler bırakmak istemez mi? Onları yönlendirirken onların zevkleri ile birlikte kendi zevkini de ortaya dökmezmi. Bir parça da olsa farkında olmadan o çocuğa gelecek için bazı şeyler katmaz mı?
Zaman ahhhhhh zaman..Azıcık dur.Dur da düşüneyim ne yapmam gerektiğini.

4 Şubat 2009 Çarşamba

YİNE YENİDEN SOBEEEEEEEEEEE!!!

Sevgili Gülhan' ca sobelemiş beni.Hemen netim kesilmeden cevaplarımı yazayım.

YAPTIĞIM 4 İŞ
Kamu kurumunda çalışmak, Yemek yemek, kitap okumak ve çok şükür ki annelik yapmak.

DEFALARCA İZLEMEKTEN SIKILMAYACAĞIM 4 FİLM
Ghost, Cesur Yürek ve E.T.

YAŞADIĞIM 4 YER
İzmir, İzmir, İzmir ve yine İzmir..Ben başka yerde yaşamadım ki....

İZLEDİĞİM 4 TELEVİZYON PROGRAMI
Avrupa Yakası, Yemekteyiz Biz, Gece Bahçesi ve Kurtlar Vadisi(Dört gözle bekliyorum yeni bölümlerini)

TATİL İÇİN GİTTİĞİM 4 YER
Bodrum, Marmaris, Fethiye, Dikili

EN SEVDİĞİM 4 YEMEK
Köfte, Kereviz, Mantı, Patates Kızartması

HEMEN ŞİMDİ OLMAK İSTEDİĞİM 4 YER
Evim, Evim, Evim ve yine Evim (Çünki çok uykum var gidip uyumak istiyorum ama ben)

BİR YAĞMUR DAMLASI OLSAYDIM DÜŞMEK İSTEDİĞİM 4 YER
her yere düşebilirim.Yağmur olayımda şu susuzluk işine çözüm olsam ne mutlu bana.

BENDE 4 KİŞİ SOBELİYORUM.
Valla kızlar daha önce sobelendiniz mi bilmiyorum ama.
İLKE'NİN GÜNLÜĞÜ , cavidan, eviminnuru ve ABİSİNİN KUZUSU bende sizi sobeledim.
Hadi bakalım kolay gelsin.

GELDİM GİDİYORUM....

İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım.........

diye bir cıngıl vardı yanlış hatırlamıyorsam.Sabah sabah nerden aklıma geldiyse geldi işte.Blogumu boşladığımı sanmayın lütfen.Daha önce de bahsetmiştim size.İşyerinde bazı sorunlar var internetle ilgili.O sorunların bir an önce halledilmesini diliyorum.zira benim başka türlü bu işi takip etmem mümkün değil.evde hiç ama hiç vaktim olmuyor.Akşam eve gider gitmez benim kuzular etrafımda pervane.Yakamı paçamı her bir yanımı asılıyorlar.Bilin bakalım neden.Çünki mütemadiyen emmek istiyorlar.Biz hala emmeye devam ediyoruz.Kıyamıyorum onları emzirmeden kesmeye.O kadar seviyorlar ki.Hani çikolata krizinizin tuttuğunu düşünün ve size çikolata ikram edildiğini.O çikolatayı yerken nasıl mest oluyorsunuz, onlar da işte aynen öyle.O çıkardıkları sesler için insan ömür boyu emzirir heralde.Müthiş bir şey ve müthiş bir duygu.Benim en çok korktuğum şeydi kızlarımı emzirememek.Çünki bir çok ikiz annesinden ve ikizlerle ilgili sitelerden okuduklarım ve duyduklarım ikizlere sütün yetmediği.Ve zaten prematüre doğdukları için memeyi almakta zorlandıkları ve mamayla da daha çabuk tanıştıkları için (Biberonla) anneyi emmek onlara eziyet geliyor heralde.O yüzden doktorlar kesinlikle mama verilecekse kaşıkla verilmesini öneriyorlar.Bizde ilk zamanlar kaşık uygulamasını denemiştik ama baktık kaşık zorluyor bizde aventten ann memesine en yakın olduğunu duyduğumuz ve bu yüzden aldığımız biberonları kullandık.Çok şükür ki benim kızlarım biberon almalarına rağmen anne sütünü bırakmadılar.Hatta akıllı iyice erince biberonu bıraktılar ama beni diil:)))
Neyse ne anlatıcaktım ki ben.Evet bu aralar uzaktayım ama aklım hep sizlerde.Fırsat bulduğum her zamanda mutlaka hem takip etmeye çalışıyorum, hem de yazmaya çalışıyorum.
Netice de sizi özledim..